Başımıza gelecek olumsuz veya olumlu sonuçlar kişisel düşüncelerimizin bizi yönelttiği şekilde duygu,düşünce ve eylemlerimize-davranışlarımıza yansıyacaktır.
Halk dili ile, "Eli ile edip,boynu ile çekme" sadece kendisi ve yakın çevresine etki etmekle kalmayıp,toplumun geniş kesimlerine de olumlu veya olumsuz yansıyacaktır.Sebep ve sonuçları; yalnızca bireyi etkilese, ateş düştüğü yeri yaksa, sorumluluğumuzu sorumsuz bireysellikle sınırlayıp düşündüğümüzde, soruna artık,neme lazımcı, vurdum duymaz, bananecilik egemen olacaktır.Ancak "BAŞIMIZA GELEN" toplumsallaşıyorsa vereceğimiz tepkinin boyutları da büyüyecek,nasıl bir tepki verdiğimiz önem kazanacaktır.
Toplumsal bir ifademiz;" İyilik bulaşıcıdır" der. Çoğalttığımız takdirde, topluma egemen olan iyilikten her bireyin payına güzellikler, zenginlikler çoğalarak düşecektir.İnsanlar iyi şeylere layıktır,ancak başkasına yaptığı kötülüklerin kendisine de zararı olacağı bilinci ile hareket etmeyi bilmeyenlere verilecek egemenlik yetkisinden iyilik,güzellik,hoşgörü,aydınlık geleceğe bakış,olaylara objektif bakış,toplumsal birlik,beraberlik beklenmemeli.. Çünkü bu egemen türler kuma kafasını gömüp,kimse beni görmüyor zanneden deve kuşuna benzer...Kuş beyinli desem de gaflet,delalet ve hatta ihanette deve kuşundaki kadar aklı olmayanlara verilen yetki sonunda bumerang gibi döner herkesin ayağına dolaşır, yüzü üstü düşmeye neden olur, veya avcıların hedefi olan olumsuzlukla sonuçlanır..
Bu güzel coğrafyanın doğusundan, batısına, kuzeyinden, güneyine binlerce yıldan bu yana doğan, büyüyen akıllı insanların varlığı, verdiği öğretilerden bugüne bir şeyler kalmış olmalı. Bu filozoflardan biriside,MS 55'te (Hierapolis) Pamukkale'de doğan, daha sonra yaşamını Antik Roma'da sürdürüp, oradan sürgün edildikten sonra MS 135'te Nicopolis'te (Yunanistan) ölen Filozof Epiktetos,"Önemli olan başımıza ne geldiği değil, başımıza gelene ne tepki verdiğimizdir", der. Verin yetkiyi,görün etkiyi..diye bir söyleyene verilen yetki ile başımıza neler geldiğini halen anlamadıysanız diyecek, yapacak bir şey kalmadığı noktadayız. Epiktetos’a göre," bir insana başka bir insan zarar vermez, ona yalnızca kendisi zarar verebilir" derken; düşünmeyen,sorgulamayan,sorumluluk üstlenmeyen, bilgiye kapalı, bencilleşen insan örneğine bakmak gerekir. Epiktetos’a göre; İnsan için iyi olan tek şey iradedir ve en önemli erdem, bilgeliktir.
Tarihte yine bu toprakların yetiştirdiği Filozoflardan ; kendisini ziyaret ettiğinde,Gölgesi üstüne düşen Büyük İskender'e meşhur; "Gölge etme başka ihsan istemem" diyen Sinop'lu Diogenes'in başkaldırı sözü,yeri geldiğinde hakkını istemenin tepkisel ifadesi de olması gerektiğini anlatıyor.İtirazın, güneşten istifade edene de gölge etmemek gereğini anlatıyor.Fıçıda yaşam süren Diogenes'in haklı istemine Büyük İskender'de baş eğmek zorunda olduğunu bilir,bu günün yöneticileri de bundan ders almalıdır... "Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun?" diyen Epiktetos'un sözüne bakarsan, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir diyalektik kuralıyla hareket etmek erdemliliktir, bilgeliktir. Bunu hayata geçirme sorumluluğu ise hepimize düşmektedir. Yazar Vedat TÜRKALİ'nin sözü ile "Düşündüğünü söylemekten korkan kişi,düşünmekten de korkmaya başlar."Korkunun ecele faydası yok.. Korkma söyle,demokratik tepki toplantılarına katıl ,birlikten kuvvet doğar... Hareket edin,"HAREKET ETMEZSENİZ, AYAĞINIZDAKİ PARANGANIN FARKINDA OLMAZSINIZ.O halde artık verilen zararlarla iflasın eşiğine geldiğimiz süreçte,yeni bir başlangıç için silkenenin ki "HERŞEY ÇOK GÜZEL OLSUN..."
Çaresiz değilsiniz, ÇARE SİZSİNİZ...
Yük.İnş.Müh.M.Sait KÖSE