Bazen kendimizi sorgularız…

‘’Acaba fazla mı sevdim?’’, ‘’Bu kadar üzülmem normal mi?’’, ‘’ Ben mi yanlış anladım?’’
Ama unuttuğumuz bir şey var: Hissetmek hata değildir.
Yanlış düşünmek mümkündür. Zihin karışır, geçmişin tozlu raflarındaki anılar bugünle karışır. İnsan bazen olmayanı olur zanneder. Yanlış anlamak da mümkündür. Bir kelimeyi, bir bakışı, bir suskunluğu… Kalbimiz yorum yapar. Ve elbette yanlış yapmak da insana mahsustur. Herkes düşer, herkes kırar, herkes yanılır.
Ama…
Asla yanlış hissedemezsin. Çok sevdiğim bir söz var. ‘’Yanlış düşünebilirsin, yanlış anlayabilirsin, yanlış yapabilirsin ama asla yanlış hissedemezsin’’.
Kalbinin attığı hiçbir yön boşa değildir. Hissettiğin her şey sana aittir. Ve bu dünya üzerinde, bir duygunun doğruluğunu ya da yanlışlığını tartacak teraziler yoktur. Çünkü his dediğimiz şey, mantığın terazisinde değil, ruhun aynasında oluşur.
Aşk söz konusuysa, işler iyice karışır. Aşk, zaten başlı başına akılla çelişendir. Sevdiğin kişiyi özlemen, onun yokluğunda nefes alamaman, ilgisizliğine rağmen hala ona sarılmak istemen… Bunlar dışarıdan bakıldığında ‘’yanlış’’ gibi görünebilir. Ama kalbin ne zaman bir başkasının mantığına göre yaşadı ki?
Belki, ‘’çok verici’’ oldun. Belki ‘’gereğinden fazla’’ sustun. Belki, ‘’kendinden ödün verdin.’’
Ama hissettiklerin hep gerçekti. Sen o sevgiyi yaşadın. Onu özledin. Onu düşündün. Onunla kurduğun hayaller, gecenin en sessiz anlarında bile seninleydi. Bu hislerin bir tanesi bile yanlış değildi.
İnsan, hissettiğiyle insandır, tamdır. Ve aşk, bu hissedişin en saf halidir.
Yani sevdiysen, iyi ki sevdin. Ağladıysan, iyi ki içini boşalttın. Kırıldıysan, bu senin kırılgan değil, yürekli bir kalbin olduğunu gösterir. Aşkı hissedenler bilir, duygunun suçu olmaz. Belki sevdiğin kişi yanlış kişidir ama senin sevginden bir gram bile eksilmez.
O yüzden sakın, ‘’ ben mi abarttım?, ‘’ben mi yanlış hissettim?’’ deme. Çünkü hissetmek, hiçbir zaman yanlış değildir. Yanlış olan; hissedene değil, hissettirmeyene aittir.
Belki de aşk yanlış hissetmekten korkmayanların cesaretidir. Sevdiği için pişman olmayanların, içinden geldiği gibi sevenlerin, ‘’yanlış mıyım?’’ demeden gözünün içine bakanların kalbinde yeşerir. Ve sen…
Kalbini olduğu gibi sunduğun için, hissettiklerinden hiç utanmadığın için, sevmeyi bildiğin için, bu muazzam duyguyu hala içinde taşıdığın için. İyi ki varsın.
‘’Duygular yargılanmaz, sadece yaşanır… Çünkü kalp, doğruyu ya da yanlışı bilmez; sadece sever.’’ _ Albert Camus