Hayatta en önemli sınavlarımızdan biri, kimi dinlediğimiz ve kiminle yol yürüdüğümüzdür. İnsan, yalnızca söyledikleriyle değil; yaşamıyla, davranışıyla, karakteriyle de öğretir. Fakat yanlış muhatap seçtiğimizde, hakikatin yerini sahtelik alır. Sonra bir bakmışız; dinsizden iman dersi, ahlaksızdan ahlak öğütleri, ruhu hasta olandan psikolojik nasihatler dinler hala gelmişiz.

Çünkü insan, karşısındakini ölçüp biçmeden dinlemeye kalkarsa, sesi güçlü olanı haklı, sözü süslü olanı bilge zanneder. Oysa hakikat, yüksek perdeden bağıranlarda değil; içiyle dışı bir olanlarda saklıdır. İyi bir muhatap seçmek, hayatın süzgecinden geçmiş, söyledikleriyle yaşadıkları çelişmeyen insanı dinlemek demektir.

Bilin ki, yanlış kişiden alınan ders, zehirli bir ilacı şifa niyetine yutmaktır. İyilikten nasibini almamış birinden erdem beklemek, çorak topraktan gül fışkırmasını ummaktır. Ruhunu karartmış birinden ışık istemek, kendi yolunu karanlığa teslim etmektir.

O yüzden muhatabınızı iyi seçin. Sözüyle özü bir, hayat ile sözü aynı çizgide olan insanlara kulak verin. Çünkü doğru insandan gelen en küçük öğüt, yanlış kişiden gelen en büyük nutuktan daha değerlidir.

Unutmayın, kulak, kalbin kapısıdır. Yanlış sese açarsanız, yanlış inançlar ve kirli düşünceler kalbinize sızar.
Doğru muhatabı seçmek ise, hayatınızın pusulasını doğru yöne çevirmektir.